14 Şubat 2011 Pazartesi

Foreks Sermaye ve Yönetimi

Sermaye yönetenlerin birçoğu, forex piyasalarında kar elde etmek için oluşturdukları katı sistemleri ve stratejileri ile işlem yaparlar. Fakat birçoğunun zayıf sermaye yönetimleri nedeniyle istedikleri karları alamadıklarını biliyoruz.

Forex piyasalarının yönünü belirlemek ve işlem girmek kolaydır. Buna karşın önemli olan sermaye yönetimini anlamak ve işlem kararlarını alma konuları arasındaki farkı ayırt etmektir. Sermaye yönetimi, forex piyasalarına ne kadar sermaye ile başlamamız ve bu sermayeyle bağıntılı olarak ne kadar riski göze almamız konuları üzerindeki çalışmadır. Sermaye yönetimi konusunda farklı stratejiler mevcuttur ve bunların hepsinin amacı sermayenizi yüksek risklerden koruyup, çoğaltmaktır.

Bir futbol maçında, takımların defanslarının iyi olması, onları oyunda tutabilir. Ama doğru zaman da atağa geçebilmek ve golü yakalamak takımı öne geçirecektir. Eğer karşı takım golü yakalamışsa, atağın ne kadar iyi ya da kötü olduğu önemli değildir. Önemli olan yenik düştüğünüzdür. Forex piyasalarında da durum böyledir. Piyasada her şeyinizi ortaya koyarak defans yapmalısınız ama önemli olan golü bulmaktır. Yani amaç, kayıpları küçük tutarak, karlılık fırsatlarını değerlendirmektir.

İlk olarak sermaye yönetiminde, kaldıraç oranını iyi belirlemek gerekir. Kaldıraç, forex piyasasında yatırdığınız teminatın çok üstünde işlem yapabilmenizi sağlayan uygulamadır. Diğer yatırım araçları ile kıyasladığınızda en avantajlı kaldıraç sistemi forex piyasalarındadır. Sermaye yönetenlerin çoğu 1/100 kaldıraç oranlarını kullanır.
Yüksek kaldıraç size yüksek kazanç sağlar bunun yanında aynı oranda riskinizi de mevcut kılar. Sermayenizin % 25’ini kaybettiğinizde, başlangıç sermayesine ulaşmak için % 33 kazanç elde etmeniz gerekir. %50 kayıptan sonra ancak kalan sermayeyi ikiye katlayacak şekilde kazançla giriş sermayenize ulaşırsınız. Bunu başarmak o kadar da kolay değildir.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN FOREKS SERMAYE YÖNETİMİ

Eğer sermaye yönetimini sıkıcı bir konu olarak görüyorsanız, forex piyasalarının fotoğrafını tam olarak göremiyorsunuz demektir. Forex piyasalarında düzenli ve sürekli para kazanmanın yolu iyi sermaye yönetiminden geçer.

Başarılı sermaye yönetenlerin yeni başlayanlara tavsiyesi, hemen büyük karlara koşup riskli işlemler yapmak yerine küçük riskler alarak küçük karlar peşinde koşmalarıdır. Piyasaya hızlı bir girişle büyük karlar ya da zararlar etmek kumarbazların işidir, yatırımcıların değil.

Jack Schwagger’ın Market Wizard kitabında belirttiği gibi riskinizi toplam sermayenizin %1’i olacak şekilde belirleyin. Bunu bir örnekle belirtelim. Başlangıç sermayeniz 1/100 kaldıraçla 10000 $ olsun. %1 risk demek her işlem için sizin katlanacağınız orandır. Yani 10000$ için ilk işlem için 100$ riski göze almalısınız. İkinci bir işleme girdiyseniz 9000$ bakiyeniz kalacağından bu işlemde ki risk tutarınız 90$ olmalıdır. Profesyonelleştikçe bu oranı maksimum %5’e kadar yükseltebilirsiniz. Başlarda size sıkıcı gelebilir ama riskinizi düşük tutmak, sizin diğer ellerde de masada kalmanızı sağlayacaktır.

Sermaye yönetmeye başlayan ve başlayacak olanların akıllarındaki ilk soru olan “Acaba piyasaya ne kadar sermaye ile giriş yapılmalıdır?” sorusunun cevabını sizden başka biri veremez. Ama alt sınırı u şekilde belirleyebiliriz. Giriş sermaye miktarı sizin tamamını kaybetmeye göze aldığınız kadar olmalıdır. Diğer bir deyişle bu parayı kaybettiğinizde günlük yaşam ihtiyaçlarınızı karşılamakta sıkıntıya düşer miyim sorusu sizin alt sınırınızı belirlemede size yardımcı olabilir. Forex piyasalarına giriş amacınız tabi ki bütün paranızı kaybetmek değil, çoğaltmak olacaktır. Unutulmaması gereken kaybetme ya da kazanma olasılığının her durumda %50 olduğudur. Bu da iyi sermaye yönetimi ve iyi bir eğitimle kazanma olasılığının %80’e çıkması ve kaybetme olasılık oranının %20 düşmesi mümkündür.

SERMAYE YÖNETME TAVSİYELERİ

Her zaman en kötüsünün olabileceğini düşünün
‘Zarar durdur’ emirlerini mantıklı seviyelere koyun ne çok yakın ne çok uzak olmalıdır.
Zaman aralığınızı iyi belirleyin.
Sakin olun ve karınızın büyümesine izin verin
Disiplininizi etkileyecek ortamlarda işlem yapmayın
Risk alırken kar – risk değerinin pozitif olması karlı bir işlem pozisyonu olmayabilir. Bu fikirden uzaklaşarak kar/risk oranını 3/1 veya 2/1’e denk gelecek şekilde ayarlayın
En ufak şüpheniz varsa pozisyon almayınız. Kumarbazların ünlü bir sözü vardır: ‘Bahse girmek ve kazanmak için masada olmanız gerekir; ama bütün paranızı kaybederseniz masada da olamazsınız.’

Bilişim+Para = Foreks (Daha Çok para)

İnsan ırkı var olduğu zamandan beri bir çok değişim gösterdi. Sosyal yapılar değişti, icatlar yapıldı, kanunlar çıkarıldı, iletişim geliştirildi, ticareti öğrenildi vs. Gerek tarih öncesi zamanlarda yaşayan bir avcı olsun gerekse şu anda kızarık gözlerle bilgisayarı başında kod yazan bir bilgisayar mühendisi olsun yapılan iş ne kadar farklılık gösterse de amaç hep aynıydı:

Hayatı devam ettirmek ve bunu olduğunca iyi şekilde yapmak. İnsanlar bu amaç uğrunda çalıştı çalıştı calıştı… Fakat çoğu insanın karşılaştığı yeni bir sorun ortaya çıktı: Kazançlarla ne yapmak lazım? İlk olarak yaşamsal ihtiyaçlari gidermek için bunu yapmak herkesin ortak noktasıydı. Bu ihtiyaçları giderdikten sonra kalan kazançlar ne yapılsa en iyisi olurdu sorusunun cevabına çok farklı cevaplar gelmeye başladı. Kimisi kalanını da harcadı, kimisi gelecek kaygısıyla kazançlarını sakladı, kimisi de o an kıymeti düşük olan ama ileride daha kıymetleneceğine inandığı bir şeyi, kıymetlendiğinde elinden çıkarmak üzere, satın aldı ya da kısaca yatırım yaptı. Kazançlarını harcayan çalışmaya devam edebildiği süre boyunca çalıştı harcadı, saklayan çalışmayı bırakınca hayatını devam ettirebildi ama minimalist bir şekilde, yatırım yapan ise bu iki gruba baktı ve güldü çünkü çalışamasa bile artık keyfi yerindeydi. Yalnız burada en önemli nokta her yatırımı değil, doğru yatırımı yapabilmeyi bilmek.

Yatırım bir çok farklı şekilde yapılabilir. Doğru yatırımı seçebilmek ne yazık ki kolay bir is değildir. Yatırım aracını seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. İlk olarak yatırım aracınızı seçerken gelecekteki değerinin şu andaki değerinden daha yüksek olacağını bilmelisiniz. Şimdi aklınıza gelecekte değerlenecek bir çok şey gelmiştir eminim. Bunların arasında da gayrimenkuller çoğunluktadır. O yüzden hemen ikinci önemli hususa geçiyorum: Yatırım aracınızı seçerken gelecekte kıymeti arttığında elinizden rahat çıkarabilmelisiniz. Elinizden ne kadar rahat çıkarabiliyorsanız (paraya ne kadar hızlı dönüştürebiliyorsanız), o araç o kadar likittir. Bir yatırım aracı ne kadar likitse o kadar iyidir. Dünyanın binbir türlü hali var…

Yatırım aracını seçerken risk faktörleri de göz önüne alınmalıdır. Her yatırım aracında mutlaka risk söz konusudur. Risk azaldıkça getiri azalır. Hazine bonoları en az kazanç getiren yatırım aracıdır çünkü teorik olarak risksizdir. Bankanın batma riski vardır, evin yanma riski vardır, bahis oynayıp para yatırdığınız takımın yenilme riski vardır. Yenilme riski yoksa zaten o bahsin getirisi de olmaz. Gelecekte Barcelona, Turkiye Super Amator liginden bir takımla maç yaparsa oranlara dikkat edin Barcelona galibiyetine ne kadar verecek acaba? Zaten risk gelecekte ne olacağını bilmekte zorlandığınızda ortaya çıkar. Piyasalarda geleceği ön görmeye çalışmak üçüncü gözle ya da falla yapılabilecek bişey değildir. Bu işe bilinçli yaklaşmak, sistematik çalışmak ve gerektiğinde profesyonellerden yardım almak çok önemlidir. Öyle olmasa Nostradamus Dünyanın en zengin adamı olurdu.

Yatırım aracını seçerken dikkat etmemiz gereken konuları biliyoruz artık. İlk olarak en likit yatırım aracı, paraya en hızlı ve rahat çevirebileceğimiz araç, yine paranın kendisidir. Elinizdeki parayı tutuyorsanız o artık tasarruftur. Kıymeti başka bir para birimine karşı düşük olan bir parayı elinizde tutuyorsanız ve gelecekte kıymetlendiğinde elinizden çıkarırsanız paraya yatırım yapmış olursunuz. Likidite açısından baktığımızda paradan daha likit başka bir yatırım aracı olamaz.

Foreks'te Dalgalı Kura Geçiş

Tarihsel olarak baktığımızda paranın bulunmasının ve kullanılmaya başlanmasının asıl amacının takas ile oluşan olumsuzlukları ortadan kaldırmak olduğunu görebiliriz. Bir ödeme aracı olarak kullanılan para medeniyetlerin ve sosyal yapıların gelişmesi ile ticareti ortaya çıkarmıştır. Ticaret Dünyadaki devletlerin ekonomik anlamda ilişkilerini belirleyen en önemli unsur olarak ortaya çıkmıştır.

Sanayileşme ile birlikte artan hammadde ihtiyacını karşılama ve sınırlı olan kaynaklara yeni kaynaklar eklemek için sanayilerini yeni kuran ve ilerleyen devletler bir yarış içine girmiş bu da devletler arasında uyuşmazlığa ve en nihayetinde savaşlara kadar geçen süreci hazırlamıştır. Özellikle 2. dünya savaşından sonra savaşın galip devletleri ve bunlardan da özellikle Amerika dünya ekonomisinin tek gücü olarak ortaya çıkmış ve ekonomik anlamda tüm finans kaynaklarını elindeki rezervlerin gücüne güvenerek altına endekslemişti. 2. Dünya savaşı sonrası Altın Standardının 1976 yılında sonlanması ve arkasından sabit değişim değerlerinden dalgalı kura geçilmesi ile birlikte çapraz kurlar ortaya çıkmış ve uluslararası piyasalarda bu tip yatırımlar yapmak mümkün hale gelmiştir. Sanayi devriminden sonra ticaret alanında gelişme gösteren ülkelerin ticareti kolaylaştırmak istemesi de dalgalı kura geçişi hızlandırmıştır. Bu piyasalardaki majör yatırımcılar başlarda Merkez Bankaları olmuş olsa da daha sonra küçük yatırımcıya da kullanılır hale getirilmiştir.

Foreks Piyasalarına Genel Bakış

Dövizin kolay ulaşılabilir olması ve küçük meblağlarda alıma izin vermesi çekici bir hal almasını sağlar. Fakat döviz alarak gerçek anlamda bunu yatırım aracı olarak gören ve kazanç sağlayabilen kişi sayısı sınırlıdır. Döviz hareketlerinin neye göre gerçekleştiğini anlamak ve tahminlerde bulunmak finansal analistlerin ya da danışmanların yardımı ile mümkündür. Ek olarak döviz bürolarının ya da döviz alan/satan kuruluşların işlem hacimlerinin düşük seviyelerde olması alış satış arasındaki fiyat farklarını yüksek tutmalarına ve buna bağlı olarak da yatırımcı için riski yükseltmelerine sebep olur. Bu sebeple umutla döviz piyasasına yatırım yapan yatırımcıların bu bireysel girişimlerinden tatmin edici karlarla cıkmaları mümkün olmamış, ihtiyaç aracı kurumların daha profesyonel olarak bu hizmeti yerine getirmesini doğurmuştu.

Eğer bu piyasada dalgalı kurları kullanarak yatırım yapmayı seçerseniz sizi önümüzdeki günlerde nasıl yatırım fırsatları bekliyor? Başlangıç olarak belirtmeliyiz ki, bu piyasada en çok işlem gören para birimi %41 ile Amerikan Doları’dır; bunu %30 ile Euro, %12 ile Japon Yeni, %7 ile İngiliz Sterlini ve %5 ile İsviçre Frangı takip eder. Herkesin bildiği gibi Dünya ABD’de başlayan ve sonra bütün ülkeleri etkileyen global bir ekonomik krizin içindedir. Ülke ekonomilerinin resesyona girmesi yanlış bir şeyler olduğunu gösterir. Bazı ekonomistler böyle durumları aslında ekonominin içindeki problemleri düzeltmek için iyi bir fırsat olarak görürler.

21 Eylül 2010 tarihinde ABD merkez bankasının açıkladığı faiz kararları ve arkasından Ben Bernankenin yaptığı konuşma uzun vadede ABD’nin para politikasının nasıl şekilleneceği ile ilgili güzel ipuçları verdi. İşsizlik rakamlarının hala yüksek seviyelerde olduğunu belirten Ben Bernanke bunun devamı halinde faizlerde bir arttırıma daha gidilmeyeceğini ve yatırıma teşvik amaçlı olarak aynı politikaya devam edeceğini belirtti. Gelecekte yatırımın artması ve işssizlik oranlarının düşmeye başlamasıyla ABD’nin düşük faiz politikasından uzaklaşacağını ve bunun devamında da USD’nin faiz arttırımlarıyla birlikte marketteki arzının düşmesinin USD’ye değer kazandıracağını ön görmek yanlış olmaz. Yakın zamanda gerçekleşen başka bir önemli gelişme ise Japonya’dan geldi. Başbakan Naoto Kan seçimlerin hemen arkasından radikal bir karar vererek uzun süredir deflasyonla beraber değer kazanan Japon Yeninin(JPY) değerini düşürmek için JPY satışına gitti ve Japonya Merkez Bankası başkanı Masaki Shirakawa’da bu kararın arkasında durdu.

Marketteki JPY arzını yükselterek fazla değerlenen JPY’ye değer kaybı yaşatan Kan, bu politikanın yakın zamanda aynı şekilde devam edeceğini de belirtti. 21 Eylül tarihinde 85.00 seviyelerinde hareket eden USD/JPY paritesinde değer kazanımları görmeye devam etmek olası. Toyota, Mitsubishi ve Sony gibi büyük şirketlerin yaptığı açıklamalar da değeri yüksek JPY’nin ihracatı çok zorladığını ve paritenin 92 seviyelerine gelmeden ihracatın bu şirketlere zarar vermeye devam edeceğini açıklamış olması yukarıda belirttiğimiz para politikasının devam edeceği hakkındaki ön görüleri onaylamakta. ABD’nin yıl sonuna doğru tatil sezonu ile perakende satışlarda artış göstereceğini ve buna bağlı olarak ithalat rakamlarının yükselme beklentisinin var olması yakın zamanda Japonya Merkez Bankasının ikinci JPY satışını gerçekleştirebileceği ön görülebilir. Japonya gibi deflasyon riskiyle karşı karşıya bulunan İsviçre Merkez Bankası da Japonya Merkez bankasının müdahelesinin birkaç gün ardından gelecekteki ekonomik büyümenin fazla değerlenen CHF’den dolayı risk altında olduğunu ve bu durumdan kurtulmak için gerekli planlamanın yapıldığını belirtti.

CHF’nin gelecekte bu planlar dahilinde JPY gibi değer kaybedeceğini söylemek doğru olabilir. USD’nin gelecekte işsizliğin düşmesi ile yüksek faiz politikasına geçecek olması ve değer kazanacak olması ek olarak da JPY ve CHF’nin deflasyondan dolayı ileride değer kaybedecek olması önümüzdeki günlerde USD/CHF ve USD/JPY paritelerinde alış pozisyonları yaratarak yatırımcısının yüzünü güldürebilir. Euro bölgesinde ise yaz ayları başında bankalara uygulanan stres testlerinden olumlu sonuçlar çıkması ve yaz ortasında Almanya’dan açıklanan sanayi büyüme rakamlarının tarihin en üst seviyesine gelmesi Euro için olumlu adımların atıldığını ve böyle devam etmesi durumunda değer kazanışlarının bir süre daha artacağı düşünülebilir. Yukarıda dediğimiz üzere küçük yatırımcı için döviz bürolarının ya da bu tip kuruluşların kullanılması riski yükseltiyorsa doğru alternatif nedir?

Neden Foreks?

Ülkelerin para birimlerinin birbirlerine olan kıyaslarını almak ya da satmak için küçük yatırımcıların kullanabileceği en ideal piyasa Forex (FOReign Exchange)’tir. Forex piyasaları “ideal tam rekabete” en yakın piyasa durumundadır. Nisan 2007′de günlük işlem hacmi $3.21 trilyon olan Forex piyasasında bu rakam Nisan 2010′da yaklaşık %20 büyüme ile $3.98 trilyon’a kadar yükselmiştir ve bu kadar devasa işlem hacmi olan bir piyasada likidite gibi bir sorun tamamen ortadan kalkmıştır ve alış/satış arasındaki fiyat farkları çok düşük seviyelere inmiştir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi sistematik çalışarak, piyasalara bilinçli yaklaşarak ve uzmanların ışığı altında riskimizi azaltmış oluruz. Forex piyasası öncelikle işlem hacimlerindeki rakamlardan dolayı manüpilasyona izin vermez. İsterseniz elinizde $100 milyon olsun USD alarak USD’nin fiyatlarını zıplatamazsınız çünkü bu rakam bile piyasanın içinde çok çok küçüktür. Sistematik çalışmayı en iyi sağlayan Forex piyasasıdır. İstediğiniz zaman yapabileceğiniz mudaheleleri haftanın 5 günü 24 saat boyunca gerçekleştirebilir, alış ya da satış işlemlerinde karşıdan cevap beklemezsiniz.

 Bilgisayar ve internetin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte piyasada teknik ve matematiksel analiz yapmak aynı zamanda piyasayı takip etmek de çok daha rahat bir şekilde yapılabilmektedir. Döviz fiyatları nereye giderseniz gidin ayndır ve bir sürprizle karşılasmazsınız. Ülkelerin para politikaları, ekonomik durumları o ülkenin parasının değeri ile ilgili ön görüleri yapmanızı kolaylaştırır. Herkes doğru yatırımı yapıp kazanç sağlamak ister ve Forex bunu gerçekleştirmek için kullanabileceğiniz en ideal piyasadir.

5 Aralık 2010 Pazar

Foreks Nedir ? Foreks İşlemleri Nasıl Yapılır ?


İngilizce "Foreign Exchange" sözcüklerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. Sık kullanılan diğer Forex tabirleri ise: FX ve Foreks'tir. Foreks; ülkelerin para birimlerinin karşılıklı olarak değiştirildigi (döviz takası) yani alınıp satıldığı bir piyasadır. Foreks, dünyanın en gelişmiş ve liktitesi en yüksek finansal piyasasıdır. Bütün dünyada döviz parite fiyatları bu piyasada belirlenir.

Yatırımcılar alış satış yaptıkları finansal araçların (döviz, altın, hisse senedi) kendilerine fiziksel olarak sahip olmayıp, sadece fiyatlarındaki değişim üzerinden işlem yaparak gelir elde etmeyi hedefler. Örneğin altın fiyatlarının yükseleceğini düşünen yatırımcı, altın paritesinde alış işlemi açar, belli bir miktar yükseldiğini gördüğünde aradaki farktan karını alarak geri kapatabilir. Aynı şekilde fiyatların düşeceğine inan kişi de satış işlemi ile kar elde edebilir.

Diğer borsa türevlerinden farklı olarak, dünyanın en büyük likidite hacmine sahip olan bu piyasada, günde ortalama 2 trilyon Dolar nakit para dönmektedir. Bu kadar büyük işlem hacminin olmasının nedeni, piyasanın yatırımcı portföyünün geniş ve çeşitli olmasıdır. Merkez bankalarından sigorta şirketlerine, bireysel katılımcılardan uluslar arası şirketlere kadar çok sayıda kurumsal ve bireysel katılımcı foreks piyasasında yatırımlarını değerlendirmektedir.

Uluslar arası denetime sahip olan, dünyanın en büyük bankaları ve finans kuruluşları tarafından ticaretin yürütüldüğü foreks pazarında, tüm işlemler bankacılık ağı yardımı ile gerçekleşir. Bütün piyasanın yönetildiği tek bir genel merkez yoktur. Bütün fiyatların serbest piyasa ortamında kendiliğinden belirlendiği bu pazarda, her hangi bir finansal veya siyasi yapının fiyatlara doğrudan müdahele etme şansı yoktur. Anlık olarak değişen fiyatlar, aynı zaman dilimi içerisinde dünyanın her yerinde hemen hemen aynıdır.

Hafta içi her gün, günde 24 saat, internet erişimi olan her yerden işlem yapılabilen foreks piyasasında, internet üzerinden indirilen gelişmiş işlem platformları ile yatırımları yönetmek son derece kolaydır. Bu kolaylığı nedeniyle farklı yaş ve meslek gruplarından herkesin ilgisini çekebilmektedir.

Foreks. Foreks Foreks Foreks, Foreks Nedir, Foreks Borsası, Foreks Haber, iForeks, Foreks Piyasası, Foreks Yorumları ve Foreks Eğitimi Hakkında Yazıların Bulunduğu Web Blogu